“Sermaye elbette ki kapitalistin veya daha ziyade kapitalist varlığın organsız bedenidir. Fakat böyleyken sadece paranın akışkan ve katılaşmış tözü değildir, çünkü paranın kısırlığına para üreten para biçimini verecektir. Organsız bedenin kendini yeniden-üretmesine, filizlenip evrenin en uzak sınırlarına kadar uzanmasına benzer… Continue Reading →
Gabriel Marcel’e göre, ahlaki ve etik anlamda bağlanmanın en somut örneği sadakattir. “Sadakat bir insanın ahlaki yapılanması açısından vazgeçilmez bir etki şifredir.” Sadakatin anlamlandırılmasındaki yanlış anlaşılmalar, sadakatin “itaat” ile karıştırılmasına sebebiyet vermiştir. Özellikle romantik ilişkilerde, kıskançlık dolayısıyla birbirini veya partneri… Continue Reading →
Çok sevdiğim yönetmen ve senarist Charlie Kaufman’ın, çok etkilendiğim 2015 yapımı “Anomalisa” isimli filminden söz etmek istiyorum. (Aşağıdaki tırnak içerisine aldığım cümleler Byung-Chul Han’ın “Ötekini Kovmak” isimli kitabından alıntıdır.) Karakterimiz Michael Stone orta yaşlı bir motivasyon koçu ve yazardır. Başarılı… Continue Reading →
“İnsanın dünyası çok boyutludur; onun tavırları da öyle. Bu çok boyutluluk ekseriya ürkütücüdür, çünkü, net ve kolay anlaşılır değildir. İnsanlar, kendileri için kaç ihtimalin olduğunu unutmayı tercih ederler.” Martin Buber – Ben ve Sen İnsan davranışlarını, duygularını ve ruhsallığını anlama… Continue Reading →
Günlük hayatın hengamesinde savrulurken, bir yandan da modern dünyanın ve teknolojinin doğurduğu yeni ilişkilenme biçimleri hakkında sık sık şikayetler dile getiriliyor. Hem kendi deneyimlerim, hem çevremdeki diğer kadınların deneyimleri, hem de sosyal medyada oldukça revaçta olan ilişkisel problemlere dair paylaşımlar… Continue Reading →
“Neden” diye sormak, başımıza gelenler için “neden”ler aramak oldukça doğal ve insana özgü. Bir şeylerin nedenlerini bulduğumuz veya bulduğumuzu sandığımız zaman kendimizi güvende hissederiz; belirsizlik ve bilinmezlikler her ne kadar yaşadığımız dünyanın kaçınılmaz unsurları olsa da, insan için bununla baş… Continue Reading →
“Artık geçmişte kalmasına karşın, sadece yaşadıklarımız değil, yaptığımız hiçbir şey, sahip olduğumuz düşüncelerin, çektiğimiz onca acının hiçbirisi kaybedilmiş değildir; geçmişi biz yaratmıştık. Geçmişte yapmış ya da olmuş olmak, varolmanın bir başka, belki de en emin şekliydi.” Viktor E. Frankl –… Continue Reading →
“Aynı biçimde ve donuk bir yaşamın bütün günlerinde, zaman alıp götürür bizi. Ama, bir gün gelir, bu kez de bizim zamanı taşımamız gerekir. Geleceğe dayanarak yaşarız: “yarın”, “ileride”, “iyi bir işim olunca”, “yaşlandıkça anlarsın”. Bu tutarsızlıklara hayran kalmamak elde değil,… Continue Reading →
“Bana istisnasız herkes kızıyor; kafalarındaki ‘ben’i bozduğum için. Ben onların hayallerinde tutarlıyım. Belki kendi hayalimde de tutarlıyım. Yaşarken bu iki tutarlılığın da dışındayım. Her şeyle sırasıyla alay ettiğim halde kendimi gülünç durumlarda buluyorum.” Oğuz Atay – Günlük Atay tam da… Continue Reading →
“Rezil İnsanların Yaşamı” Michel Foucault’nun taslak halinde kalmış, ‘keşke tamamlayabilseydi’ diye düşündürüp içimde buruk bir tat bırakan, insan varoluşu kadar kısa olan sayfalarına yitip gitmiş binlerce hayatı sığdıran muhteşem kitabı. Dünyadan bir anlık gelip gitmiş, talihsizlikleri nedeniyle iktidarla, yasayla, dinle… Continue Reading →
© 2025 Cansu Ayman —