“Aynı biçimde ve donuk bir yaşamın bütün günlerinde, zaman alıp götürür bizi. Ama, bir gün gelir, bu kez de bizim zamanı taşımamız gerekir. Geleceğe dayanarak yaşarız: “yarın”, “ileride”, “iyi bir işim olunca”, “yaşlandıkça anlarsın”. Bu tutarsızlıklara hayran kalmamak elde değil, çünkü ne de olsa ölmek var işin içinde. Gene bir gün gelir, insan otuz yaşında olduğunu görür ya da söyler. Gençliğini belirtir böylece. Ama, aynı anda, zamana göre yerini de belirtir. Zamanın içinde yerini alır. Geçmesi gerektiğini söylediği bir eğrinin belirli bir anındadır. Zamanın malıdır, içinin ürpertiyle dolması üzerine, en kötü düşmanı olarak görür onu. Yarını istiyordu hep, tüm benliğinin bundan kaçması gerekirken, yarının gelmesini diliyordu. Etin bu başkaldırışı, absürt budur işte.” Albert Camus – Sisifos Söyleni
Camus’ya göre varoluşun absürtlüğünün kaçınılmazlığının farkına varan insan bu noktadan sonra iki seçenekle karşılaşır: İntihar ya da başkaldırı. İnsan ikisini de seçebilir: Kaçınılmaz absürt yaşam bizi aşıyorsa ve onunla yaşamak istemeyen intiharı seçer. Ancak Binswanger’in de dediği gibi “Varoluşun sadece candan feragat ederek varolduğu yerdeki varoluş, trajik bir varoluştur.” Başkaldıran insan ise absürtü kucaklar, onunla veya ona rağmen absürtle beraber yaşamı kucaklar. Tüm saçmalığa ve anlamsızlığa rağmen veya onun sayesinde kendi anlamını kendisi kurar. Absürtlükte büyük bir özgürlük vardır.
Camus varoluşsal gerçeklikleri dobra bir şekilde dile getirmekten hiç çekinmez; konuşmaya, üzerine düşünmeye çekindiğimiz, özenle kaçındığımız konuları öyle bir şeffaflıkla söyler ki neye uğradığımızı şaşırırız. Hakikatin hep kaçındığımız yükünü bir anda üzerimize atıverir. Bir an için durup bakmamızı ve kendinizi sorgulamamızı ister.
Sorgulamaktan kaçındığımız gerçeklikleri acımadan ifade etmesi insanı sarsar. Ancak uyanış için sarsılmak gereklidir. Günlük hayatın hengamesinin içinde kaybolup gitmişken arada bir durup derin bir nefes almalı ve kendimize hatırlatmalıyız:
Bugünün başka bir alternatifi yok;
Bugünün telafisi yok;
Bu hayatın ise benden başka aktörü yok.
Varlığımızın arka planı zaman ve onu en iyi şekilde kullanmak sadece bizim elimizde.
Resim: Arnold Böcklin – Death Playing the Fiddle